Haber Merkezi I ABD’nin Suriye’ye yönelik operasyonları kimyasal silahları imha etmeyi mi yoksa jeopolitik statüyü koruma girişimini mi hedefliyordu?
Birleşmiş Milletler’e göre Suriye’de devam eden savaş boyunca yarım milyondan fazla Suriyeli öldürüldü, ancak bu ölümlerin küçük bir kısmı Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın kendi ülkesinde silahlı muhalif gruplara karşı başlattığı savaş sonucunda kullanılan kimyasal saldırı sonucu oldu.
Konvansiyonel silahların ve kimyasal maddelerin kullanımında ortaya çıkan ölümlerdeki sayısal eşitsizliğe rağmen, her iki türdeki saldırı şekliyle de karşılaşmış olan siviller, Birleşik Devletler ve Batılı müttefikleri için; kimyasal saldırıların “kırmızı çizgi” olmasına karşın “varil bombaları ve topçu atışlarının” neden “kırmızı çizgi” olmadığını soruyor.
Doğu Ghouta kentindeki isyancıların Bölgesi Douma’da gerçekleştirildiği iddia edilen kimyasal saldırıya karşı ABD, Fransa ve İngiltere tarafından sert tepkiler verildi. Üçlü koalisyon tarafından Suriye’deki kimyasal tesislerle ilgili koordineli bir operasyon gerçekleştirildi. Ancak Suriyeliler, ABD’nin gerçekleştirdiği askeri harekat ve tehditlere rağmen,bölgeye düzenlenen operasyonlara şüphe ile yaklaşıyorlar.
Operasyonlar ‘uzun zaman önce’ olmalıydı
Hama eyaletinde Qalaat al-Madiq kasabasında bulunan muhalif Hazem El Şmy, operasyonların yerel halk tarafından “olumsuz tepki” ile karşılandığını söylüyor.
Şmy, El Cezire’ye yaptığı açıklamada, “Bu operasyonlar etkisizdi ve savaş uçakları Şam yönetiminin Doğu Ghouta’daki sivillere kimyasal saldırı gerçekleştirmek için kullandıkları ordu üslerini yok etmedi. Savaş başladığından bu yana çeşitli isyancı kasabalara çeşitli kimyasal saldırılar yapıldı, ancak bir zamanlar Esad rejimine gerçekten zarar verebilecek bir tepkiyi uluslararası toplumdan görmedik” diyor.
Şmy, “Batının sessizliğinden dolayı, Esad ve onun ana müttefiki Rusya’nın Doğu Ghouta’da başlattığı ve iki ay boyunca süren kanlı saldırılar sonrasında, kent tamamen boşaldığında, bir zamanlar muhalif gruplar tarafından kontrol edilen şehrin yerle bir edildiğini gördük.” diye ekliyor.
Rus askeri desteğiyle gerçekleştirilen saldırılar sonucunda en az 1.600 sivil öldürüldü ve 2013 ortalarından beri isyancıların kontrolü altında olan Şam banliyösündeki 130 binden fazla insan yerinden edildi.
Suriye’nin kuzeyini, Rusya ve Doğu Ghouta’daki muhalif grupların yaptığı bir dizi tahliye anlaşmasının bir parçası olarak ailesiyle birlikte terk eden Nour Adam, ABD liderliğindeki operasyonların Suriye hükümetini “etkilemediğine” inanıyor.
Nour Adam, “operasyonlar uzun zaman önce gerçekleşmiş olmalıydı. Operasyonların, İran ve Rusya hedeflerinin yanı sıra çeşitli rejim üslerine zarar vereceğini umuyorduk.” diyor.
ABD Başkanı Donald Trump tarafından yönetilen operasyonda, Şam’daki bir araştırma tesisi, bir silah depolama merkezi, bir depolama tesisi ve Humus’ta bir Komuta merkezi hedef oldu.
Adam, “rejimin Ghouta’yı almasını beklediler… Hepsi planlanmıştı – saldırının zamanlaması kentin Rusya ve Esad rejimi tarafından geri alınmasıyla aynı zamana denk geldi,” diyor.
Suriye savaşı sekizinci yılında
Rusya’nın 2015 yılında Esad’ı desteklemek için savaşa girişine kadar olan sürede muhalefetin yükselişe geçtiğini gördük. Rusya ve İran’ın desteği ile birlikte savaş, Esad hükümetinin lehine döndü. Suriye hükümeti üç yıldan daha kısa bir sürede Suriye’nin çoğunluğunun kontrolünü ele geçirdi, muhalif gruplar ülkenin kuzeyinde sıkıştırıldı.
Halep’te bulunan yerel gazeteci Firas el-Abdullah, ABD’nin yıllar önce Esad’ı “düşürebileceğini” düşünüyor. Abdullah, “Suriye rejiminin ihlallerini önemsiyor olsalardı [batı], uzun bir süre önce cevap verirlerdi, Esad’ı beş dakika içinde ortadan kaldırabilirlerdi.” diyor.
İngiltere Başbakanı Theresa May, füze saldırılarının “rejim değişikliği” ile ilgili olmadığını söyledi. Fransa Devlet Başkanı Emmanuel Macron’ da, Suriye hükümetinin kimyasal silah kullanımını engellemek için müttefiklerin bu operasyonu gerçekleştirdiğini açıkladı.
Abdullah bu açıklamaları da hatırlatarak batı için, “Çatışmanın sona erdiğini görmek istemiyorlar. Suç rejimini yok etmeyen hiçbir operasyon yeterli değil, bu yüzden bu operasyonlar Suriye halkı için hiçbir kazanç oluşturmadı, bu operasyonlar sadece batının imajını kurtarmak için gerçekleştirdiği operasyonlardır.” diyor.
Hareket ‘Tamamen politik’
İlk defa, birkaç ülke bir arada bir saldırı dalgasını koordine etmeye çalıştı. Uzmanlar eylemin “salt politik” olabileceğini söylüyor.
Arcadia Üniversitesi’ndeki uluslararası araştırmalardan sorumlu doçent olan Samer Abboud, bu çatışmaları askeri ve politik olarak ele alıyor, ve saldırının çok yüzeysel olduğunu ifade ediyor. Abboud, “Saldırılar Amerikan politikasında yeni olacak hiçbir şeyi temsil etmiyor ve operasyonların ne kadar kısıtlı olduğunu da gördük. Bu Son oyun çatışmanın sınırlarını tanımlama için kurgulandı ve bu sınır kimyasal silahların kullanımıydı.” diyor.
Kimyasal saldırılar, 2013 yılında Rusya’nın arabulucuğunda Obama döneminde gerçekleştirilen anlaşma sonrasında bile devam etti.
Bu yüzden Abboud, “hızlandırılmış” tepkinin Suriye hükümetinin savaşın bir parçası olarak gördüğü kimyasal silah kullanımını engelleyeceğine inanmıyor. Abboud, “Obama’nın kırmızı çizgileri onları korkutmadı, Rusya ve ABD ile ortak anlaşma bile onları durdurmadı.” diyor.
Suriye uzmanı ve Yüzyıl Vakfı üyesi Aron Lund’a göre, ABD hiçbir zaman “Suriye ihtilafını denetlemeyi” taahhüt etmedi. “Obama bunu yapmadı, Trump da yapmadı” diyor ve bu operasyonların sadece kimyasal gaz kullanımına yönelik olduğunu düşünüyor.
Lund, “Eğer kimyasal gaz kullanımına tepki verilmeseydi, kimyasal gaz kullanımı bazı bölgelerde tekrar başlayabilir bu da birçok yönden istikrarı bozar ve kimyasal silahların yasaklanması konusunda on yıllardır sağlanmaya çalışılan diplomatik emeği yok ederdi. Bu sebeple bu operasyonlar gerçekleştirildi” diyor.
Suriyeli bir siyasi analist olan Omar Kouch ise, “Her askeri saldırının arkasında siyasi bir neden vardır.” diyor. Kouch, “Askeri bir tepki ne kadar agresif olursa olsun, Esad rejiminin çökmesine yol açmaz” diye de ekliyor.
2015 yılında Suriye’ye uygulanan ekonomik yaptırımlar, “kırmızı bir çizgi” ve farklı şekillerde uygulanmaktadır. Bazı uzmanlar, saldırıların aslında kimyasal silah stoklarını yok etmek için başlatıldığını belirtirken, diğerleri, Suriye’nin vekalet savaşı sırasında jeopolitik statükoyu sürdürme girişimi olduğuna inanıyor.
Farah Najjar – El-Cezirre
.