Haber Merkezi I Rusya ve Suriye rejimi Suriye’de El-Kaide ile savaştığını söylese de grubun Suriye’deki varlığı küçülüyor. Rusya Genel Sekreteri General Valery Gerasimov Aralık 2017 sonlarında Komsomolskaya Pravda gazetesine verdiği demeçte, “Jabhat el Nusra savaşçılarının imhası”nın Suriye’de 2018 yılı için öncelikli görev olduğunu söyledi. Yaklaşık bir hafta sonra, Suriye rejim güçleri, Rusya ve İran’ın desteğiyle isyancı […]
Haber Merkezi I Rusya ve Suriye rejimi Suriye’de El-Kaide ile savaştığını söylese de grubun Suriye’deki varlığı küçülüyor.
Rusya Genel Sekreteri General Valery Gerasimov Aralık 2017 sonlarında Komsomolskaya Pravda gazetesine verdiği demeçte, “Jabhat el Nusra savaşçılarının imhası”nın Suriye’de 2018 yılı için öncelikli görev olduğunu söyledi.
Yaklaşık bir hafta sonra, Suriye rejim güçleri, Rusya ve İran’ın desteğiyle isyancı Idlib eyaletine bir saldırı başlattı. Bu operasyon başladığında Suriye devlet medyası El-Kaide ile savaşta olduklarını ilan etti.
Suriye rejimi başkent Şam’ın yakınlarındaki isyancı Doğu Ghouta bölgesine bombardımanını artırdı. Suriye ve Rusya’nın birlikte başlattığı operasyonlarda Rusya, bombardımanın Jabhat el-Nusra’yı (ya da eski adıyla El Kaide’ye bağlı Nusra Cephesini) hedef aldığını savundu.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov 19 Şubat’ta Moskova’da düzenlenen bir konferansta yaptığı açıklamada, “Jabhat al-Nusra savaşçıları provokasyonlarını durdurmamakla kalmıyor aynı zamanda, Doğu Ghouta’dan Şam’ın mahallelerini bombalamaya devam ediyor.” dedi.
Suriye ateşkesinin başarısızlığa uğramasında, ABD ve Rusya, BM’de birbirini suçlamaya devam etse de, Rusya ve Suriye hükümeti, geçtiğimiz sene boyunca ateşkes anlaşmalarını ihlal eden askeri operasyonları haklı kılmak için Jabhat el-Nusra ya da El-Kaide’nin tehdit olduğunu, ve Doğu Ghouta üzerinden Şam’a saldırılar düzenlediği argümanlarını sık sık kullandı.
Ancak analistlere göre, El-Kaide’nin ideolojik halefi Jabhat el-Nusra diğer adıyla Hay’et Tahrir El-Şam (HTS) olarak bilinen grup Ocak 2017’den bu yana Doğu Ghouta’da küçük bir varlığa sahip. Bunun yanı sıra, El-Kaide’den ayrıldıktan sonra yaşanan iç çatışmalar ve kaçırmalarla zayıflayan silahlı grubun İdlib’de, kuzey Hama’da ve Batı Halep’te, az da olsa gücü bulunuyor.
Doğu Ghouta’da küçük HTS varlığı
Jabhat el-Nusra Ocak 2012’de kuruldu ve Suriye muhalefet silahlı gruplarının kontrolündeki bölgelerde güçlenip sempazitanlar oluşturdu. Suriye’deki diğer bölgelerden farklı olarak, Nisan 2017’den sonra Doğu Ghouta’da grubun varlığı, diğer çok daha büyük gruplar tarafından büyük ölçüde sınırlandırılmıştır. Doğu Ghouta’da, Jabhat el-Nusra 1.000 savaşçı ile bulunuyordu. İç çatışmalar, diğer silahlı gruplarla çatışmalar ve tutuklamalar ile birlikte sayının 250’ye düştüğü düşünülüyor.
HTS, Doğu Ghouta’da eski gücünden çok uzakta
Nisan 2017’de, Doğu Ghouta’daki ana İslamcı silahlı gruplardan biri olan Jaish al-Islam (İslam Ordusu), HTS’ye saldırdı ve Doğu Ghouta’nın kontrolünü ele geçirdi. HTS, Jaish al-Islam ile çatışmalara devam ederken, bir başka önemli İslamcı silahlı grup olan Failaq el-Rahman (Rahman Legion) ile de karşı karşıya kaldı. İki cephede birden savaşmak zorunda kalan HTS gücünün büyük bölümünü bu çatışmalarda kaybetti. Bu iç çatışmalar, Doğu Ghouta’da yaklaşık 15.000 savaşçının bulunduğu iki grubu tamamen ayırdı.
HTS Saf dışı edildi
Şubat ayının sonlarında Failaq el-Rahman ve Jaish al-Islam de dahil olduğu silahlı grup, BM’ye, Doğu Ghouta’da kalan HTS savaşçılarını 15 gün içinde “tahliye etmeye” hazırlıklı olduklarını bildiren bir mektup gönderdi. Failaq el-Rahman’a göre, Ruslar tahliyenin gerçekleşmesine izin vermedi.
28 Şubat’ta BM İnsan Hakları Konseyi toplantısının oturum arasında sorulan bir soruya cevap veren Lavrov, Rusya’nın HTS savaşçılarının ve ailelerinin Doğu Ghuta’dan çıkarılmasına “karşı çıkmayacağını” söyledi.
Jaish al-Islam ise, Rusya savunma bakanlığının yayımladığı Aralık 2016 listesinde “ılımlı muhalefet” ilan edildi ve Rusya destekli grup olarak Astana görüşmelerine katıldı. Failaq al-Rahman’ın temsilcisi Cenevre’deki barış görüşmelerine de katıldı.
Jabhat El Nusra, El Kaide’den ayrıldığını açıkladı
Temmuz 2016’da Jabhat el-Nusra, IŞİD’e katılmak için El-Kaide’den ayrılan radikal İslamcı gruplardan 3 yıl sonra Suriye’de El-Kaide’den ayrıldığını ilan etti ve adını Fateh el-Şam olarak değiştirdi.
Ocak 2017 ortasında kendisini hala Fateh al-Sham olarak adlandıran grup, İdlib eyaletindeki Serbest Suriye Ordusu (FSA) ve diğer birçok küçük silahlı gruplara saldırdı. Bu saldırılardan sonra Moskova’nın “ılımlı muhalefet” listesine dahil olan en büyük İslamcı grup Ahrar al-Şam’la bir çatışmaya girdi.
Çatışmalar sonucunda, küçük gruplar Ahrar al-Sham’a karşı güç kazanmaya başlayan Fatah al-Sham’a katıldı ve Fateh el-Sham adını, Hayet Tahrir El-Sham olarak değiştirildi.
Temmuz 2017’de iki büyük silahlı grup arasındaki gerginlikler tekrar tırmandı ve HTS, Ahrar al-Sham’a ve müttefiklerine saldırdı. Bir haftalık çatışmadan sonra HTS’nin İdlib eyaletini kontrolü altına aldı.
Kasım 2017’de HTS, Suriye Kurtuluş Hükümeti’ni kurdu ve Aralık ayında, Türkiye’deki Suriye muhalefetinin Suriye Geçici Hükümetine karşı düzenlediği tüm operasyonları durdurması için bir ültimatom yayınladı.
Ocak ayının başında, İran destekli milislerin yardımıyla ve Rus hava desteğiyle Suriye rejim güçleri güney Idlib’e karşı bir saldırı başlattı.
Buna karşılık, FSA, Ahrar al-Şam, Nour al-Din al-Zinki (daha önce HTS ile ilişkili) ve diğer gruplar, rejim güçlerinin HTS hattına ilerleyebilmesi için iki ayrı koridor oluşturdu.
Ocak ayı ortasında HTS Başkanı Ebu Muhammed el-Joulani, İdlib’deki silahlı gruplara Suriye rejim güçlerine karşı birlik çağrısında bulundu, diğer silahlı gruplar ise, HTS’yi güney Idlib eyaletindeki bölgelerden çekilmekle suçladı.
Bir ay sonra, Ahrar al-Şam, Nour al-Din al-Zinki ve Soqour al-Sham bir ittifak HTS’ye karşı saldırılara başladı. Bu gruplar, güney İdlib, kuzey Hama ve batı Halep’in büyük bölümünü kontrol altına almayı başardılar.
Suriye rejim güçleri geçtiğimiz hafta, HTS’nin ana kalesi olan Idlib şehrine takviye savaşçılar gönderdiğini, Bab el-Hawa’nın ele geçirildiğini açıkladı.
HTS savaşçıları, Idlib ve yakın diğer bölgelerdeki geçişleri ve karşı atak saldırılarını püskürtmeyi başardı. Silahlı grup için önemli bir gelir kaynağı olan sınır kapısının Türkiye tarafından kapanmaması için, Bab el-Hawa sınır kapısı sivil grupların kontrolüne bırakıldı. HTS, bu sınır kapısından geçen mallar üzerinden vergi alıyor.
HTS Türkiye’nin İdlib’e girmesiyle güç kaybetmeye başladı
Türk birliklerinin İdlib eyaletinde konuşlandırılması, rejimin bölgeye karşı saldırılarına son vermesini sağladı. Bunun üzerine karşı gruplar,Türkiye desteği ile HTS’ye karşı saldırıya geçti.
Saldırıdan önce, HTS zaten iç çatışmalar, kaçırma ve cinayetlerle zayıflamıştı. 2017 yılının sonlarında, HTS’nin 35’ten fazla yabancı üyesi suikasta uğradı; bazı suikastları el-Kaide’nin gerçekleştirdiği düşünülüyor.
HTS içerisindeki yabancı unsurların Türkiye politikalarında sorun oluşturması ve HTS’nin zorlayıcı bir unsur olması nedeniyle,Türkiye, İdlib’te diğer askeri silahlı grupları yerel yönetime yönlendirmeye çalışıyor.
İdlib’in kuzeyindeki Türk varlığının, Suriye rejimi tarafından bölgeyi ele geçirmek için gelecek planları için ön plan olduğu da dile getirilen diğer düşünceler arasında yer alıyor.
Kaynek: Al Jazeera- Mariya Petkova
ABD ile Irak askeri konuları yeniden müzakere edecek3 Haziran 202007:48 NATO: Türkiye’ye destek olacağız, ittifakın güneydoğu sınırını korumaya devam edeceğiz28 Şubat 202007:29 Ïkinci siber saldırı gerçekleşti18 Eylül 202418:35 “Söylemememiz gereken şeyler var” demişti! AK Partili vekilin, amca Salim Güran ile fotoğrafı ortaya çıktı18 Eylül 202416:35 Ínsan Hakları Örgütü: Türkiye destekli silahlı grup, Kürtlerin arazilerini gasp etmek üzere köylülere boş kağıtlar imzalatıyor18 Eylül 202414:24 Suriye’ye siber saldırıda yaklaşık 10 kişi yaralandı18 Eylül 202411:15 Hizbullah’ın elindeki çağrı cihazların patlamasında, ölü sayısı artıyor18 Eylül 202408:34