2014 Ağustos’unda bir gece sabaha karşı İŞİD saldırdığında henüz on dört yaşına yeni girmişti. Gecenin en karanlık anı, uykunun en tatlı anıdır derler. Oysa uyandığında hiçte tatlı bir an değildi. Komşuların akrabaların tedirgin sesine yüzlerce yıldır anlatılan katliamların hikâyesi canlanıyordu ürkek uyanmıştı. O güne kadar kirve dedikleri Sünni Arap komşuları karanlık gecede uyumamış İŞİD’lilerden önce […]
2014 Ağustos’unda bir gece sabaha karşı İŞİD saldırdığında henüz on dört yaşına yeni girmişti. Gecenin en karanlık anı, uykunun en tatlı anıdır derler. Oysa uyandığında hiçte tatlı bir an değildi. Komşuların akrabaların tedirgin sesine yüzlerce yıldır anlatılan katliamların hikâyesi canlanıyordu ürkek uyanmıştı. O güne kadar kirve dedikleri Sünni Arap komşuları karanlık gecede uyumamış İŞİD’lilerden önce altın para ve para edecek eşyalarını istemişti. Düşünebiliyor musunuz yıllardır birlikte yaşadığınız komşularınız gecenin bir yarısında kapınıza dayanıyor ve size şöyle diyor
“İŞİD geliyor sizi korumak için para edecek ne varsa bize verin.”
Olanlara bir anlam veremiyordu komşuları neden böyle davranıyordu. İŞİD neden geliyordu. Kendi anlatımıyla şöyle diyecekti:
“başıma gelecekleri bilseydim eğer o gece uykumdan uyanmak istemezdim başıma gelecek felaketleri bilseydim uykumdan uyanır uyanmaz bütün ailemle birlikte o yüksek damlı evimizden kayalara atlardım.”
O karanlık kahpe gecede herkesi meydana toplamış cep telefonlarına kadar değerli ne var ne yoksa almışlardı. İtiraz eden erkekler silahla taranıp öldürülmüş, genç kadınlar ve çocuklar “Allahu Ekber” sesleri arasında zorla araçlara bindirilip götürülmüştü. Geride kanlar içinde kalan babalar, dedeler ve komşular öylece kalmıştı.
Şengal bölgesindeki büyük köylerin çoğu BAAS Partisi zamanında köykent projeleri ile bir araya getirilen köylerden oluşuyordu. Köykent projeleri kapsamında Sünni Araplar güney bölgelerden buralara getirilip yerleştirilmişlerdi. Geçmişi otuz-kırk yıla dayanan Sünni Araplar İŞİD saldırdığında Ezidi Kürtlere ait evleri göstermiş İŞİD canilerinden önce onlar evleri talan etmişlerdi. Naciye o günü şöyle anlatıyor.
-Babamın cansız bedenine dokunamadan sırtıma dipçikle vurup beni arabaya bindirdiler. Babam kanlar içinde kalmıştı arabanın içinde küçük kardeşime sarıldım o an tek bir şey istiyordum. ÖLMEK… İŞİD’e yardım edem bizim komşularımız Sünni Araplardı. Hatta tanıdığımız bir komşumuz İŞİD’in sorumlu emiri idi. Beni alan adam o güne kadar Şengal’de yaşamış Sünni bir Arap’tı. Bana ve aileme akrabalarıma biz Ezidilere yaşattıklarını düşündükçe biz bu insanlara ne yapmıştık diye kendime çok sordum. En ufak bir zarar vermemiştik. Maalesef bizim komşularımız ve Şengal’de Ezidiler arasında yaşayan Sünni Müslümanların çoğu İŞİD’e yardım etti.
Naciye önce Musul’da bir eve kapatılır. Her gün zorla tecavüze uğrar, defalarca intihar etmek ister. Musul’dan sonra başka yerlere götürülür, götürüldüğü birçok yerin ismini dahi bilmiyor Suriye topraklarında geçirdiği günler umudun tükendiği günlerdi diyor… Kendisi gibi esir düşen bir kadınla karşılaştığında yaşama tutunmaya çalışıyor. Kadın Çarşema Sor bayramında Ezidi din adamlarının geri dönecek Ezidi kadınların kabul edileceğini ve destek olunacağını haber verir.
– Kendimi bildim bileli Çarşema Sor bayramını severek kutlardım. Bu haberi aldığımda tanrının bize bir lütfu dedim. Ve Ezidxana(Ezidilerin bölgeye verdiği isim) dönüp mutlaka yaşamalıyım dedim.
Dört yıl boyunca onlarca defa satıldığını üzülerek söyleyen Naciye kurtulduğunda uzun bir süre Şengal’e ana baba toprağına korkudan gidememiş. Laleş’deki Ezidi tapınağının kutsal suyu “Kaniya Spi’den” içtiği su ile korkularını yenmeye çalışmış.
-Çarşema Sor benim için her zaman özel olmuştur. Çocukluğumun en güzel günleri Çarşema Sor bayramıdır. Annem ve akrabalarımızla yumurtaları boyar, annemin yaptığı “Klor” (üzerine yumurta sürülerek pişirilen ekmek) ekmeğini fakirlerimize vermeyi çok seviyordum.
2023 yılında kutlanacak Çarşema Sor bayramının hemen öncesinde merkezi Irak Hükümetinin aldığı karar ile 25 Sünni Arap ailenin Şengal’e dönmesine izin verildi.
Naciye gibi Şengal de yaşayan Ezidileri tedirgin eden bu kararın hemen uygulandı.
Çarşema Sor(Kızıl Çarşamba) bayramı hiçbir zaman eskisi gibi coşku ile kutlanmıyor. Bayramda herkesin ilk ziyaret ettiği yer İŞİD katliamlarında öldürülenlerin konulduğu toplu mezarlardır. Toplu mezarlarda kimlerin öldüğü bugün bile belli değil.
Ezidi toplumunun en kutsal gününe denk gelecek şekilde Sünni Arap aileleri getiren kamyonların bilerek ve tasarlanarak yapıldığı yönünde birçok iddia var. Gelen Sünni Arap ailelerin daha önce Şengal de yaşayan aileler olduğu haberi yayılınca, mezar ziyaretinden dönen insanlar kamyonların bulunduğu yere toplanmaya başladı. Irak’lı askerler güvenlik barikatı oluşturuyor Naciye ve akrabaları da gelenleri görmeye gidiyor.
Gelenler arasında İŞİD için Emirlik(komutan) yapan biride var. Dahası bu İŞİD canisi Naciye’yi kendisine zorla cariye yapan defalarca tecavüz eden kişidir. Kalabalığın arasında askerlere doğru yürür artık hiç bir şey umurunda değildir.
-“Açın gözlerinizi, açın kulaklarınızı, bu alçak beni ve ailemi zorla alıkoyan adamdır. Bu adamın adı Hacı Ayad’dır. Bana zorla tecavüz eden ve beni başkalarına satan adamdır. Bu nasıl bir şeydir ki sizler bu adamları buraya getiriyorsunuz. Hiç mi insanlığınız yok”…
Kalabalığın içindeki gençler bu adamı ve gelenleri tanır adam birden kaçmaya başlar, gençler peşine düşer. Şengal şehir merkezinde 2014 İŞİD işgali sırasında İŞİD’lilerin barınak olarak kullandığı Rahman Camisine doğru koşar gençler caminin kapısına dayanır. Camiye zarar vermemek için içeri girmezler. Askerler ve polisler gelir, adamı içeride yakalar ve gözaltına alırlar.
Bir diğer ayrıntı gelenler arasında çocuk ve kadınlar yoktur. Sadece erkekler gelmiştir. Sonraki günlerde kaçan adamın İŞİD örgütünde komutan düzeyinde bulunduğu tespit edilince mahkeme tarafından tutuklanır ve cezaevine konur…
Buraya kadar yaşananlar bütün çıplaklığı ile ortada… Olayın ardından önce “Xendan” haber sitesi, sonra Müslüman kardeşlere yakınlığı ile bilinen Kürdistan İslami Toplum Partisi(Yekgirtu) Şengal’de Şeytana tapan Ezidilerin Er-Rahman Camisine saldırdığını ve saldırıda caminin yakıldığına dair video gündeme oturur. Kürt imam oldukları söylenen kişilerin sosyal medyada paylaştığı Kürtçe videolarda Ezidilerin Camiye saldırdığı konuşmalar yayınlanır.
Ezidi toplumu önderleri bu yalan ve kasıtlı haberlerin önüne geçmek için hem Bölgesel Kürt Hükümetine hemde merkezi Irak Hükümetine başvurur.
Yalan haberlerin Kürtçe yayılması Ezidileri derinden üzer.
Bütün bu yalan haberlerin yayıldığı günlerde kendisine ulaşmaya çalıştığım Ezidi dostum Şeyh Hasan ALİ “Şengal de kalan Ezidilere karşı ikinci bir soykırımın planladığından şüphelendiğini dile getiriyor.
Ezidi toplumu yöneticileri Şengal’de bulunan Er-Rahman camiine herhangi bir saldırı olmadığını. Hem merkezi hem de federal Kürt hükümetine ısrarla bildirdi.
Hükümetler adına Musul’dan gelen Şii ve Sünni din adamları Er-Rahman camiinde incelemelerde bulundu. Yapılan incelemeler sonunda herhangi bir saldırı olmadığı, yalan haberleri yayanlar hakkında suç duyurusu yapılacağını açıkladılar.
İçişleri bakanlığı yaptığı son açıklama ile Sünni Arapların Şengal bölgesine dönmelerinin durdurulduğunu açıkladı.
Şeyh Hasan ALİ konuşmamızın devamında Ezidi toplumunun gündeminde olan başka ve önemli bir konuyu dile getiriyor.
Sosyal medyada, televizyonlarda Afrin’de, Cindereşte. Özellikle Türkiye’nin desteklediği grupların bölgesinde, EZİDİLER ekranlara çıkarılarak Müslümanlığı kabul ettiklerine dair görüntülerin Ezidi toplumunu rahatsız ettiğini dile getirdi. Üzülerek izliyoruz. Sabahtan akşama kadar insanlıktan hoşgörüden barıştan bahsedenler acaba bütün bu yaşananları görüyor mu?
“bir tarafta zorla dinlerinden koparılan Ezidiler diğer tarafta ise yalan haberler ile cami saldırısı.
– Günlerdir bizleri kâfir ilan edip şeytana tapmakla suçlayan imamların paylaştığı Cami videosu aslında 2014 yılında İŞİD’in işgal ettiği Diyala şehrinde yaktığı bir caminin görüntüleridir. Görüntülerdeki cami Diyala da İŞİD’in yaktığı camidir. Şengal’deki Er-Rahman Camisi ile hiçbir alakası yoktur.
Ezidiler yaşananlardan dolayı korku içinde, bugün on binlerce Ezidi yurttaş Kürt bölgesinde özellikle Duhok şehrine yakın yerlerde çadırlarda kötü yaşam koşullarında hayatta kalmaya çalışıyor.
Diğer tarafta bugün bile Ezidi kadın ve çocukların dinlerini ve dillerinin zorla değiştirerek yaşamaya mahkûm ettiği Suriye’deki HOL kampında bulunan insanlarımıza ulaşamıyoruz. Küçük yaşta alı konulan çocuklar geçmişlerinden ve kimliklerinden koparılarak birer İŞİD’çi olarak yetiştiriliyor. Şengal’de ki birçok aile İŞİD kamplarında bulunan akrabalarının bir gün döneceği umuduyla yaşıyor.
Ezidi Şeyhi Hasan ALİ Sözlerini şöyle tamamladı
“Bizim Müslüman, Hristiyan, Yahudi, Şii kardeşlerimizle bir sorunumuz yok, lakin dün insanlarımızı katleden, kadınlarımıza, çocuklarımıza el koyan, kadınlarımızı esir pazarlarında satan İŞİD canilerinin ’de tekrar gelip aramızda yaşamalarını da istemiyoruz. Bu durumu hiç kimse kabul etmez bizler daha analarımızın, babalarımızın kemiklerini çıkaramadık. Yakılıp yıkılıp Talan edilen evlerimizi tekrar inşa edemedik. Topraktan her gün insanlarımızın kemikleri topluyoruz…
Yeryüzünde hangi din, hangi kanun, hangi ahlak bunu kabul eder?
@iznewsagency – bozan aksoy
Diyarbakır’daki mitinge katılmak isteyenlere engelleme13 Ekim 202410:51 Ankara’da baro seçimlerinde gerginlik: ‘Jin Jîyan Azadî’ sloganına saldırı13 Ekim 202408:38 Numan Kurtulmuş, Anayasa’nın 3.üncü maddesinin değişmesi gerekir13 Ekim 202408:02 4 çocuğunu öldürdükten sonra intihar etti12 Ekim 202416:46 Kürtçe trafik yazıların silinmesine Bakanlıktan açıklama12 Ekim 202414:04